29 Ocak 2014 Çarşamba

GÜNAYDIN


AKŞAM


AŞKI TAŞIMAK


 
Ben şiir veya güzel sözler yazamıyorum. Sadece bir ikilemde kaldım onu paylaşmak istiyporum. Bir sevgilim var ,onu çok ama çok seviyorum.Oda beni çok seviyor. Ama bizim ki biraz farklı bir aşk gibi yani o hiç benim aileme ve özellikle bana uygun biri değil .Kötü alışkanlıkları olan ve düzelmesi çok zor biriydi ve  ondan ayrıldım. Ama ayrılsak da  yapamadık .Kısaca ne o bensiz ne de ben onsuz olabildim.Tekrar barıştık ve  ilerde evlenmeyi düşünüyoruz. Ailem bu evliliğe karşı çıkacağını biliyorum. Benimde onların karşısında durabilmemi gerektirecek cesareti kendimde bulamıyorum.Çünkü benim yüzümü kara çıkartacağını biliyorum.Onunla ve ailemle iki arada kalmakdan korkuyorum. Her gece bunları düşünüp üzülmekten yoruldum artık.Buraya yazıyorum .Çünkü kendimi rahatlamış gibi hissediyorum. Neyse ki çok sıkıcı bi yazı olduğunun bilincindeyim. Dediğim gibi saçma bir rahatlık ve huzur  hissediyorum.Kendimde bu yazıyı belkide alışılmış bir yazı olmadığından çok uzattım.İlgilendiğiniz için çok teşekkür ederim. Anladım ki sevda ve aşk çok güzel bir duyguymuş.Ama onu yani AŞKI TAŞIMAK ZORMUŞ!!!!!

27 Ocak 2014 Pazartesi

SALATA

2 adet yufka
yağ(kızartmak için)
bir kase yoğurt
3-4 diş sarımsak
nane
pulbiber
3 numara örgü şişi


Yapımı:

Yufkaları 4 böl.her parçayı ortadan tekrar ikiye böl.Şişe sıkıca sar.bitince ucunu ıslat.şişi çıkar.ince ince bıçakla kes.Kızgın yağda kızart.Üzerine sarımsaklı yoğurt dök.Nane ve pul biberle süsle.

SOSYETE MANTISI


MALZEME:

 TANE YUFKA
500 GR KIYMA
PULBİBER
KARABİBER
1 ADET SOĞAN
1 YEMEK KAŞIĞI SALÇA
1 TUTAM İNCE KIYILMIŞ MAYDANOZ
1/2 ÇAY BARDAĞI SÜT
1/2 SU BARDAĞI ZEYTİNYAĞI
4 DİŞ SARIMSAK
BİR KASE YOĞURT
TEREYAĞI
NANE

YAPIMI:

KIYMAYI İNCE KIYILMIŞ MAYDANOZU BAHARATI VE TUZU BİR KABA KOYARAK KARIŞTIR.VE YUFKALARI DÖRDE BÖL.DÖRT TANE ÜÇGEN OLACAK.HER ÜÇGENE HAZIRLADIĞIN HARÇDAN KOY. ORTAYA KONULUP KALIN KENARDAN İNCE KENARA KADAR SARILACAK.ÜZERİNE ZEYTİNYAĞI SÜR.TEPSİYİ YAĞLA .FIRINDA PİŞİR.MANTILAR PİŞTİKDEN SONRA ÜZERİNE ELİNLE SÜT SERP.YUMUŞAK OLSUN.YOĞURDU SARIMSAK VE TUZLA KARIŞTIR.MANTIYA DÖK.ÜZERİNE ERİTİLMİŞ TEREYAĞLA SALÇAYI  DÖK.NANE İLE SERVİS YAP.




GÜNAYDIN

GÜNAYDIN

GÜNAYDIN

 

GÜNAYDIN,HAYIRLI SABAHLAR HERŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN:::

BİR DENİZ FENERİ

 

BİR DENİZ FENERİ



Okyanusla sonsuza dek komşudur,bir deniz feneri... Okyanus mu ona aşık yoksa bizim deniz feneri mi ona aşık,kimse bilmez neden?Gerçi ikisinin de birbirlerine ihtiyacları vardır.
   Okyanus o koskoca su ve bir kücüçük  deniz feneri ikisi de birbirlerine yol göstericisi ve  vazgeçilmez bir ikili olmuşdur..
  Gündüzleri, denizfeneri isyanlarda hem de isyan ... Çünkü yanıbaşındaki biricik sevgilisi,biricik aşkı güneşle haşır neşir ve oynaşmaktdır.Güneş, görünce bizim deniz fenerini unutmaktadır. Deniz feneri ise bu işe çok amam çok kızmaktadır.Hep gece olsun demek de  sevgilisi ona kalsın istemektedir.Kimseyle konuşmasını ve görüşmesini istememektedir.Yalnız onu sevsin,yalnız onunla konuşsun ve onunla arkadaşlık yapsın istemektedir.Gecedeki renginin güzelliğini sevmektedir.... Denizfeneri, minicikdir, okyanus ondan daha büyük ve ulaşılmaz olsa da yinede deniz feneri okyanusa aşıktır.Güneşin arkadaşlığını ve okyanusa ilgisini her geçen gün biraz daha kıskanmaktadır...
 Geceleri ise denizfeneri, mutluluklar içindedir, gecenin esrarengiz sessizliğinde okyanusun sesiyle daha bir ışık saçmaktadır.. Her ışık saçasında daha fazla ışık saçmaktadır.Denizfeneri zevkten ve aşkından okyanus üzerinde adeta bir kuğu edasıyla dans etmektedir, en uzak yerleri bile ışığıyla aydınlatmaktadır.Daha bir okyanusa sevdalanmakta ve aşık olmaktadır.Bu aşk gerçek bir aşkır.Denizfeneri, gece sadece okyanus için vardır,ve ışık ışık okyanusa aşkından yayılmaktadır ve sevdiğine delice bir bağlanmaktadır.
  Gündüzleri denizfeneri yoktur sanki,güneşin ışığından erimektedir.Gündüzleri sevdiğini güneşe vermektedir ve elinden hiçbirşey gelmediği için çok üzgündür. Güneş ise gece olunca yuvasına gizlendiğinden deniz fenerinin aşkından bihaberdir. Bu hissi,duyguyu bilmemektedir.Güneş , gece olunca  denizfeneri ile okyanusun aşkından , dansedişlerinden birşey bilmez ve sanki karanlıklar da kaybolmuş gibidir.
  Gün bitiminde ve başlangıcında teslim ederler kendi elleriyle sevdiklerini birbirine. Deniz feneri gündüzleri hayata küs ve kırgındır.Güneş ise gecelere kırgın ve küskündür...
   Güneşin okyanusla arasına bazen bir engel girer.Bu engel bulutlardır.Kimi zaman güneşi kapatırlar ,güneş sevdiğini görememktedir. Bu işkence güneşi küçültür ve karanlıklara hapseder. Bulutlar hain ve sinsidir.Güneşin elinden sevdiğini almışlardır.Gündüz güneş karanlığa mahkum olduğundan  okyanusun yüzünü görememektedir.Güneş ise tüm gücüyle savaşmaya hazırdır, okyanusa için. Güneş,okyanusa dokunmak için o kadar yaklaşır ki, bulutlara bulutlar da, ona sevdiğini göstermemk için savaşırlar.Daha bir karanlık olurlar ve güneşi kapatırlar.Gökyüzü bu şidddete ve karanlığa dayanamaz ve ansızın ağlamaya başlar. okyanus da hasret ve korkudan  tirtir titrer. Ve öfkeyle dalgalarını sahile vurar.Güneşin yüzünü görmeye çabalamaktadır.
  Okyanus bütün damlaları özlemle kucağına alır, her bir damla ona güneşi hatırlatmaktadır.Onun aşkından okyanus köpük köpük olmaktadır.Gökyüzü ağlar, ağlar ta ki son damlası okyanusa boşaltana  kadar. Okyanus damlalarla dahi  bir büyür büyür.Büyüdükçe daha bir hacim kazanmakta ve  aşkının sevda  damlalarıyla daha bir çok yer kaplamaktadır.. Bilemezdi okyanus, her yağmur damlasıyla sevgisi olan güneşin ona bir hediye gönderdiğini.Her yağmur yağdığında okyanus da daha bir kızar ve  güneşin kendisinden kaçtığını sanırdı.Onu terkettiğini düşünür,daha bir hırçınlaşır, daha bir dalgalanır ve öfkesinden neler neler yapacağını bilemezdi.Bilmezdi  güneşinin ona ulaşmak için savaştığını ve ona yağmur damlalarıyla hediyeler gönderdiğini...
 İntikamını deniz fenerinden alırdı okyanus, onun neden gündüz sevgilisi olmadığını defalarca kamçılayarak sorardı deniz fenerine. Dalgalarını büyütür, cevap alamayınca denizfenerinden daha bir nefret ederdi.... Deniz feneri onu teselli edemez ve üzüntüden kahrolurdu. Çünkü o yalnız  geceleri vardır ve gerçekden geceleri sevdiğine sevdiğini göstermektedir.Ağlayamazdı denizfeneri, ağlamayı deliler gibi istesede, gözyaşları yokdu gözlerinde. Sevdiğine  ulaşmak istesede ulaşamazdı gündüzleri deniz feneri.Öylesine  Çaresiz ve üzgündü ki  denizfeneri, sadece bir dilek hakkı vardı onun sadece onu dilerdi her zaman.Rüzgarâ yalvarır ve yakarırdı. "Bulutları al buradan ne olursun başka yerere götür." diye, güneşin çıkmasını ve  sevgilisine sevgi dolu bakışalrını göndermesini isterdi.
  Okyanusunun mutluluğunu isterdi,yalnızca o mutlu olsun derdi. Çünkü tek mutluluğu denizfenerinin sevdiğinin mutlu olmasıdır. Ağlayamaz, naz etmez ve gündüz onu rahatsız etmek istemezdi. Gündüzleri konuşamaz ,hislerini okyanusuna anlatamazdı. Her okyanusun sahilinde bir denizfeneri vardır ve geceleri ona aşkını anlatmaktadır.. Her gece denizfenerleri gemilerle okyanusa olan aşkını haykırırmakda, ümitsizce, yarınlarını hiç düşünmeden okyanusa aşklarını artmaktadır.... Ve her gece hikayelerini anlatmak için okyanus da yüzen gemileri beklemekde ve sonsuza kadar yaşamaktadır.

TERKEDİLECEK KADIN

 

İlk kalbimi yakan sendin,
Son ateş de senden olsun ,
Yeter ki sevgiim,
Senin canın sağolsun.

Anlamalıydım,
Bir sabah ansızın çekip gideceğini ,
Dünyayı başıma yıkıp gideceğini bilmeliydim,
Ve sen bana ''Hoşçakal ,elveda.''demeden,
Ben herşeyi bırakıp ,
Gitmeliydim,bu şehirden,
Tek başına kalmalıydın sen...

Ben terkedilecek kadın mıydım bu şehirde?
Seni  böylesine severken,
Ben bırakılacak kadın mıyım bu şehirde?
Seni böylesine severken ...

Oysa bu dünya,
Neler neler öğretti kader bana,
Bahar da yaşarken kışa gelmeyi,
Severken terkedilmeyi,
Tokken aç ,açken tok olmayı,
Gülerken ağlamacağımı,
Daha da neler neler öğretti hayat bana ,
Bir seni unutmayı öğrenemedim
Bir de başkasını sevmeyi...

Ben terkedilecek kadın mıyım bu şehirde,
Sana böylesine severken,
Ben terkedilecek kadın mıyım bu şehirde ?
Seni böylesine sevdiğim için ...

Sen sahte mutlulukların sahte prensi
Sen yalancı baharların badem çiçeği,
Sen mutlulukdan korkan kedi,
Sen karanlık gecelerin gecesi,
Sen aynı şarkıların güftesi,
Sen ayrılık türkülerin türküsü,
Senin yalnız sokakların adamı,
Sen de ne gezer.aşk ve vefa,
Çekil git artık hayatımdan,
Yaşanmamış bir aşkın bende,
Çekil git artık hayatımdan,
Bitsin artık bu aşk hikayesi...

Oysa ben senin için,
Bir yudum mutluluk için,
Yollarına bir ömür verdim,
Oysa sen ne yaptın bana?
Bir geldin,pir gittin,
Sokaklar sevindi gelişinle,
Gidişinle yaktın kalbimi,
Acıysa en derin açılar çektim,
Uğrunda nice nice günler tükettim,
Üstelik yalnız ve yalnız sen benimdin,
Senin bir yalancı olduğunu nereden anlayabilecekdim?

Biliyorsun ki seni ben...
Seni çılgınlar gibi sevdim ,
Seni kelebekler gibi sevdim ,
Ben seni Leyla gibi sevdim Ben seni Şirin gibi sevdim,
Çünkü sen benim için,
Canımdan daha da candın,
Oysa ben öyle pişmanın ki,
Seni böylesine sevdiğim için ,
Sana böylesine yandığım için ,
Sana böylesine kandığım için ,
Terkedilecek kadın mıyım bu şehirde,
Yüzüne bakılmayacak kadın mıyım bu şehirde...

Git ,git sen benim hayatımdan,
Git artık git sen benim dünyamdan ...
Güle güle sana ,
Yeni aşklar ve sevdalar bana....!

24 Ocak 2014 Cuma

İYİ AKŞAMLAR

GECE

AKŞAM

AKŞAM

AKŞAM

AKŞAM

SÖZ

 
 
SÖZ VARDIR Kİ
SÖZÜ SÖYLEYENİN
DEĞERİNE DEĞER KATAN

SÖZ VARDIR Kİ ...
ONU DİNLEYENİN
HİKMETİNE HİKMET KATAN.

O SÖZ Kİ
DİLDEN DUDAKLARA
GELİNCEYE DEĞİN
KALPTE YIKANIR,
AKILDA DURULANIR,
DİLDE MAYALANIR,
ÇÜNKÜ O SÖZ 
MANALANMIŞTIR ÇÜNKÜ.

HELE O SÖZ Kİ,
BİR ANANIN 
AĞZINDAN,
EVLADINA
SEVGİ VE ŞEFKATLE,
DUA VE RAHMETLE
SÖYLENMİŞ BİR SÖZSE,
O SÖZDEN
DAHA MANALI VE
DAHA HİKMETLİ
BİR SÖZ ,
SÖYLENEBİLİR Mİ ACABA?..

ÜZERİMDEKİ ŞOKU,
ÜZERİMDEKİ ŞAŞKINLIĞI,
BİR NEBZE OLSUN
ATTIKDAN SONRA
YANIMDA DURAN ANA’MA
ÖYLE BİR SARILMIŞIM Kİ
HATIRLAMIYORUM,
ANLATAMAM...

BİR YANDAN ,
ONU KUCAKLIYOR,
BİR YANDAN DA,
ONA ÜMİTLE BAKIYORUM,
''SEN!BENİM,
CANIM ANAMSIN,
CENNET SENİN,
AYAKLARININ ALTINDA,
SEN BANA 
HAYAT VERDİN,
SEN BENİ BESLEDİN,
SEN BENİ BÜYÜTTÜN,
VE TÜM KÖTÜLÜKLERDEN 
SENİN BANA GÜVENMENLE,
ARINDIM,
BİR TANESİN ,
CANIMI İÇİSİN,
HAKKINI ÖDEYEMEM,
ANA VER ELLERİNE ,
SARILIP DOYA DOYA ÖPEĞİM.''
DİYORDUM.

YERİ GELDİĞİNDE SEN, 
KIZININ AŞKINA,
EVLENİP YUVA KURACAK,
VE YUVA KURANLARA DA
BİLE KARIŞIP,
EVLADINI KORUYANSIN,
O ANALIK DUYGUSUNU,
BEN DE EVLATLARIM OLUNCA,
DAHA İYİ ANLADIMİ,
ATEŞTEN DAHA YAKICI,
BİR O KDAR DA TATLI,
BÖYLESİ DURUMLARDA DA
 EVLADINA,
 KOL VE KANAT GEREN,
VE FEDAKARLIK ÜSTÜNE,
FEDAKARLIK YAPAN ANADIR.
BELKİ DE TARİH BENDE
TECELLİ EDEBİLİYORDU İŞTE!

BOŞUNA
DEMEMİŞLER DEMEK Kİ:
''AĞLARSA ANAM AĞLAR,
GERİSİ YALAN AĞLAR!'' DİYE....
...

KARTOPU

 

Malzemesi:
3,5 su bardağı hindistan cevizi
1 su bardağı süt tozu
3/4 su bardağı tozşeker
200 ml çiğ krema
Ayrıca yarım bardak hindistan cevizi
1. Krema derin bir kaba alınır üzerine süt tozu, tozşeker ve hindistan cevizi ilave edilip yoğrulur. Minik toplar yuvarlanılır. 1 saat buzdolabında bekletilir.

2. Katılaştıkdan sonra hindistan cevizinde bulanıp servis edilir.

KARTOPU TATLISI

 

125 gr margarin
1 kg süt
2 su bardağı şeker
2 su bardağı un
1 vanilya
3 adet muz
hindistan cevizi(bolca)
istege bağlı çikolata sosu

125 gr margarin ve 2 bardak un tencerede kavrulur..
1 kg sütün hepsi yavaş yavaş karışıma eklenir.(merak etmeyin topaklanacaktır..blendırlarken geçecek).
Hemen arkasından şeker ve vanilya ilave edilir..
Katılaşınca ocaktan indirilir ve blendır veya mikserle iyice çırpılır.
Soğuyunca buzdolabına konur ve 7-8 saat bekletilir..
hamur 7-8 saat bekledikten sonra 3 adet muzu çok kalın olmayacak şekilde kesin..ve katılaşan hamuru avuc içlerinizi ıslatarak ceviz büyüklüğünde alıp avucunuzda açın içine muz koyup kapayın..
en son yuvarladıgınız topları hindistan cevizine bulayın..
Üzerine çikolata sos ile servis edebilirsiniz..
afiyet olsun..

püf noktaları
topaklanma gecene kadar blendırla çırpınız
buzdolabında bekletme işlemini mutlaka yapınız.
tatlılarınızı yusvuvarlak yapınız..yassı olmasın..

KARTOPU KURABİYESİ

 

7 SU BARDAĞI UN
200 GR MARGARİN
3 YEMEK KAŞIĞI YOĞURT
4/3 SU BARDAĞI YAĞ
1 PAKET KABARTMA TOZU
3 YEMEK KAŞIĞI ŞEKER
2 ADET YUMURTA

MUHALLEBİSİ:
3 SU BARDAĞI SÜT
8 YEMEK KAŞIĞI ŞEKER
3 YEMEK KAŞIĞI UN

YAPIMI:

MUHALLEBİSİ:
UN VE ŞEKER TENCEREYE ALINIP SÜT İLAVE EDİLİP PİŞİRİLİR.

HAMURUN YAPIMI:
UNU ELEYEREK ORTASINA ERİTİLMİŞ MARGARİN,SIVIYAĞ,YUMURTA ,YOĞURT,ŞEKER ,KABARTMA TOZU KATILARAK YUMUŞAK HAMUR ELDE ET.HAMURDAN YUMURTA BÜYÜKLÜĞÜNDE PARÇALAR AL.ELİNLE AÇ.İÇİNE BİR KAŞIK MUHALLEBİ KOYARAK KAPAT.KAPANAN KISIM ÜSTE GELECEK ŞEKİLDE UNLANMIŞ TEPSİYE DİZ.ÜSTÜ KIZARA KADAR PİŞİR.ILININCA ÜSTÜNE PUDRA ŞEKERİ SERP.

HOLLANDA BİSKÜVİSİ

 

MALZEME:
1/5 SU BARDAĞI UN
175 GR TEREYAĞI
1 ADET YUMURTA
1 SU BARDAĞI PUDRA ŞEKERİ
1 PAKET VANİLYA
1/2 PAKET KABARTMA TOZU
1 SU BARDAĞI TOZ ŞEKER

YAPIMI:

UNU ELE .ORTASINI ÇUKUR ŞEKLİNDE AÇ.ODA SICAKLIĞINDA TEREYAĞI ,PUDRA ŞEKERİ VE YUMURTANIN AKINI,VANİLYA VE KABARTMA TOZUNU EKLEYEREK İYİCE KARIŞTIRARAK HAMURU YOĞUR.HAMURU ÜÇE BÖL BU PARÇALARI UZUN BİR RULO ŞEKLİNDE YUVARLAYIN..TOZ ŞEKERİ DİKDÖRTGEN ŞEKLİNDEKİ TEPSİYE YAY.HAMUR RULOLARINI ŞEKERLE YUVARLA.KESKİN BİR BIÇAKLA VEREV KES.HAFİF YAĞLANMIŞ TEPSİYE DİZ.ORTA HARARETLİ FIRINDA 15 DK PİŞİR.