26 Şubat 2015 Perşembe

BEN HALA BİLİYORUM

Saat 8:30'da, seksenlerinde, yaşlı bir adam başparmağındaki dikişleri aldırmak üzere poliklinikten içeri girdi. Çok acelesi olduğunu söyledi, çünkü saat tam 9:00'da bir randevusu varmış.

    Tedavisinin bitmesi ve onun söylediği yere ulaşması en azından bir saat sürerdi. Yaranın pansumanı sırasında konuşmaya başladık. Bu denli acelesi olduğuna göre önemli birisiyle mi randevusu olduğunu sordum. Bana bakımevine gidip eşiyle kahvaltı etmek için acelesi olduğunu söyledi.

    O zaman eşinin sağlığının nasıl olduğunu sordum. Eşinin orada uzun bir süredir kaldığını ve Alzheimer hastalığının bir kurbanı olduğunu anlattı.

    Geç kalmış olmasından dolayı

    - Acaba eşiniz endişe duyar mı? diye sordum.

    Bana beş yıldan buyana onun kim olduğunu bile bilmediğini ve kendisini tanımadığını söyledi. Şaşırmıştım,

    - Sizi tanımadığı halde yine de her sabah onu görmeye mi gidiyorsunuz? diye sordum. Elimi okşayarak gülümsedi.

    - O beni tanımıyor ama ben hâlâ onun kim olduğunu biliyorum dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder