18 Şubat 2013 Pazartesi

SEVDA BAHÇESİ



Kabuğunu koparmadan ne bir elma soyabildim
ne de iyileştirebildim bir yaramı...
Ama karşıma çıkınca
kızmadım hiç elma kurduna...
Bendim çünkü bıçağı saplayan
onun yurduna

Sunay Akın

HERŞEY bir sokak çocuğunun elini cebine sokabildiği kadar boş. Ve senin "naber'' soruna "iyilik" dediğim kadar YALAN...

Yüzümdeki sahte tebessümLeri tutan çengeLLi iğneLer düştü avuçLarıma..Artık biLinsin yüzüm..Adım yıLLar öncesine düşmüş bir düşün çizgisiz satırLarında,yok sözüm...Ön adım Hüzün...
virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleler basitleşince düşünceleri de basitleşti.

Sonra ünlem işaretini kaybetti; alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor, ne bir şeye seviniyordu. Hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.

Bir süre sonra soru işaretini kaybetti ve soru sormaz oldu. Hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu: Ne evren, ne dünya, ne de kendi apartmanı umurundaydı.
Birkaç sene sonra iki nokta üst üste işaretini kaybetti ve davranış nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.

Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işaretleri kalmıştı. Kendine özgü tek düşüncesi yoktu.Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu. Düşünmeyi unuttu ve böylece son noktaya erişti!

A.KANEVSKI
 
Hayatı müsvette yaşamayın, temize çekmeye vaktiniz olmayabilir...
 
Bir taş nasıl zaman geçirir, öyleyim


İbrahim Tenekeci 
Düştüğünde ''acımadı ki'' diyen çocuklar gibi gizlemek istiyorum acılarımı,U/mutsuzluklarımı.......
 
 
 Kıpırdarsam döküleceğim...Kalırsamda esaretim...
...İki arada bir derede yüreğim... 
 
 
Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine

Ya Mevlâsını özlemiştir ya da Mevlâsı onu!

Mevlâyı özleyen gönül ya hüznü bekler ya da hüzündedir…

Bela, gam ve keder Mevlânın sevdiklerine gösterdiği kamçıdır…

Vurdukça kendine çeker…


İmam Rabbani (k.s)
ödünç hançer öldürmez beni

bir küfür gibi kara
kayış dilini ver
binlerce kez açıklasam da
dilini çözemediğim ihanet
gel bir daha bende dene kendini
ne sen öldürebiliyorsun beni bu cenkte
ne ben yenebiliyorum seni
yazıldığın mevsime çok su ver kendi izinden
giden yolları suçlarından arındır
arkanda kaldı seni ilerde bekleyenler
unutkan şiirler kopmuş alıntılar
hiçbir zaman kullanamadığın hatıralarla
kendine yazdığın yaşam öyküsü!
ah bu kadar aşk herkesi yanıltır
gelme üstüme
boşalmış yeminlerin bileği
ben sandığın sözcüklere vuran aksimdir
ödünç hançer öldürmez beni
ya başka bir silah seç kendine
ya bırak başkasının ellerine
ölüm aşkın işidir
kork benden sevgilim
ahretin olurum senin
bu kadar çok seven öldürmesini de bilir
ben seni
çok yanılmış kalplerin sağlamlığıyla sevdim
gücümdü güçsüzlüğüm
ey izini sürdüğüm ruhumdaki kara gölge
büyüttüğüm oğullarımı bir bir elimden alan hayat
yanıltma beni beni bana yakıştır
son darbeden önce ilk sözü söyleyemeyen!
kolay değil ödenmiş hayatın katili olmak
kör eder hançerini içimin gücü
ölümü göze alan yaşamasını da bilir


 
 

 

 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder