Kuşkonmaz Yetiştiriciliği |
1. Ekonomik Önemi, Anavatanı ve Yayılma Alanları Kuşkonmaz
halkımızca iyi tanınmadığı için ülkemizde önemli miktarlarda üretilip tüketilen
bir sebze değildir. Halkımızın kuşkonmaz tüketim alışkanlığı hemen hemen yok
gibidir. Buna karşılık kuşkonmazın anavatanının Ön Asya olduğu pek çok
araştırıcı tarafından kabul edilmiştir. Nitekim ülkemizin çok büyük bir
bölümünde kuşkonmazın yabani formlarına geniş ölçüde rastlanmakta, bulunduğu
yörelerde sebze olarak değerlendirilmektedir. Nitekim İzmir ve çevresinde,
Aydın, Muğla ve Manisa?da yabani formları bulunmakta ve ilkbaharda sebze olarak
değerlendirilen yabani otlarla birlikte pazarlanmaktadır.
Ön Asya ve
Avrupa?da 100?e yakın yabani türünün bulunduğu bilinmektedir. Kuşkonmaz eski
dünyanın bitkisidir.
Ülkemizde 1960?lı yıllarda taze olarak ihraç
amacıyla yetiştirilmesi yapılmış, ülke içinde bu sebzeyi tanıyanlar ve ülkemizde
bulunan yabancılar tarafından tüketilmiştir. O yıllarda ulaştırma imkanlarının
çok sınırlı olması nedeniyle ihraç amacıyla üretilen kuşkonmazlar
pazarlanamamış, iç pazarda tüketim alışkanlığının bulunmamamsı nedeniyle de
kurulmuş bulunan sınırlı miktardaki kuşkonmazlık bozulmuştur. Daha sonraki
yıllarda zaman zaman konservelik üretim için girişimler olmuşsa da üretimi
ekonomik boyuta ulaşmamıştır.
Kuşkonmaz üretim ve satışında ülkemizin
büyük şansı olmasına karşılık bu sebzenin üretiminde ve pazarlanmasındaki özel
isteklerin de etkisiyle ülkemizde yayılamamıştır. 1997 yılında İzmir-Menemen?de
teşvik alınarak kurulmuş bulunan büyük plantasyon dışında ekonomik üretimi
bulunmamaktadır denilebilir. Bu günkü durumu itibariyle ekonomik önemi olmayan
bu sebzenin iyi bir organizasyonla ülkemiz için iyi bir ihraç sebzesi olacağı
söylenebilir. Ülkemizde üretilen kuşkonmaz miktarının 12 ton civarında olduğu
bildirilmektedir.
Ön Asya, Asya ve Avrupa?da yüze yakın türü bulunan bu
bitki, en büyük üretim alanına yeni dünya ABD?de ulaşmıştır. ABD?nin California,
New Jersey, Washington eyaletlerinde ve Avrupa pazarları için önemli
miktarlardaki kuşkonmazın Afrika ülkelerinde yetiştirildiği
görülmektedir.
2. Morfolojik Özellikleri
2.1.
Kök
Kuşkonmaz fide döneminden itibaren çok yoğun ve gelişmiş bir kök
yapısına sahiptir. Bir yıllık kuşkonmaz pençeleri dahi sayıları 10-14?ü
bulabilen ve enine kesitleri 4-7 mm arasında değişen ve 50 cm toprak derinliğine
kadar ulaşan köklere sahiptir. Kuşkonmazda kökler depo kök şeklindedir ve
üzerinde az miktarda saçak kök bulunur. Depo görevi gören bu etli kökler zamanla
yaşlanır ve ölürler, bunların yerinde yenileri meydana gelir. Bu yeni köklerin
toprak yüzeyine yakın kısmında sürgünlerin meydana geldiği taç bulunur. Hasat
edilen sürgünler bu taç üzerinden çıkarlar.
Bitki gelecek yıl ilkbaharda
meydana getireceği sürgünler için gerekli besin maddeleri depo köklerine
biriktirir. Yaşlanan bu kökler zamanla çürüyerek kaybolur. Onların yerine yan
taraflardan yeni depo kökler meydana gelir. Bu köklerin taç kısmında da sürgün
uçları ve daha sonra ertesi yılda da sürgünler gelişir. Bu şekilde yıllarca
devam eden kültür sırasında bitkilerin yerleri değişir. Esasen eski kökler
çevrelerine bıraktıkları atıklar nedeniyle orada yeniden kuşkonmaz
yetiştirilmesi durumunda yorgunluğa neden olurlar. Bu nedenle kuşkonmazlık
bozulduktan sonra toprağın mutlaka dinlendirilmesi gerekir yada başka bir bitki
ile münavebe yapılmalıdır. Kuşkonmaz üretiminde bu özellik büyük önem taşır.
Kuşkonmazda depo görevi gören köklerin önemli özelliklerinden birisi de
üzerlerinde çok tabakalı ve mantarlaşmış bir kabuk dokusu taşımalarıdır.
Kuşkonmaz pençelerinin esas yerlerine aktarılmaları esnasında zarar gören depo
kökler gelişmezler ve oldukları gibi kalırlar, bunların yerine yenileri gelişir.
Kuşkonmaz kökleri toprakla bir sonraki kültür bitkisi için çok yararlı olan
önemli miktarda organik madde kalmasını sağlarlar.
2.2.
Gövde
Kuşkonmaz gövdesi çok dallanmış yapıdadır. Parlak, sert ve
odunsu yapıdaki gövdesi 120-180 cm kadar boy alır. Gövde içindeki boşluk
küçüktür. Bitki ilk yılda genellikle tek gövde geliştirdiği halde, daha sonraki
yıllarda çok sayıda gövde meydana getirir.
Gövde sonbaharda sararak
kurur. Bitki gövdesini her yıl yeniler. Gövdeyi meydana getiren etli yapıdaki
sürgünler bitkinin yenen kısmını oluşturur. Gövde toprak altında iken gevrek
yapıdadır, kolayca kırılır. Sürgün yaşlandıkça dokularda oluşan selülozik yapı
ile dayanıklılık kazanır. Gövde toprak yüzüne çıktıktan sonra da ilk 15-18
cm?lik bir kısmı gevrekliğini korur.
2.3. Yaprak
Kuşkonmaz
bitkisi çok büyük miktarda ve sayıda küçük, dar, ve iğne şeklinde yapraklar
oluşturur. Yapraklar gövdenin yaşlanması ve mevsimin ilerlemesi ile birlikte
sararak dökülürler.
2.4. Çiçek
Kuşkonmaz iki evcikli bir
bitkidir. Ancak tek evcikli bitkilere de rastlanmaktadır. Erkek bitkilere dişi
organ, dişi bitkilerde erkek organ dumura uğramıştır. Çiçek altılı yapıdadır.
Erkek çiçekler dişi çiçeklerden daha büyüktür ve taç yapraklar dışa doğru
kıvrılmış durumdadır. Hafif kavun içi renktedir. Erkek organların çiçekle bağlı
bulunduğu yerin orta kısmında dumura uğramış dişi organ bulunur. Kuşkonmaz
bitkileri ilk yılda vegatif kalırlar, 2. Yılda bitkilerden bazıları çiçeklenir,
3. Yıldan itibaren bitkilerin tamamı çiçeklenirler. Bitkilerin cinsiyeti kesin
olarak 3-6?ıncı yıllar arasında tespit edilebilmektedir. Zira 6-7?inci yıldan
sonra bitkilerin çoğu çiçek meydana getirmezler.
Çiçeklenme hasada bağlı
olarak bir ay kadar gecikebilir. Ege bölgesinde Mayıs ayında, Marmara?da Haziran
ayında Orta Anadolu?da Ağustos ayı başında çiçeklenir.
Buna karşılık dişi
çiçekler erkek çiçeklere göre daha küçük (3-5 mm) boydadır. Bazı bitkiler
üzerinde seyrek de olsa erselik yapıdaki çiçeklere rastlanır. Bu erselik
çiçekler erkek çiçeklerin büyüklüğündedir. Erselik yapıdaki bu çiçeklerde
genellikle kendine döllenme hakimdir. İzolasyon mesafesi 500 m?dir.
2.5.
Meyve
Kuşkonmaz meyveleri üzümsü bir meyvedir. Başlangıçta küçük bir
nohut büyüklüğünde ve yeşil olan meyveler olgunlaşınca kırmızı renk alırlar,
daha sonra da yumuşak bir yapı kazanırlar. Tohumlar meyve kabuğu içinde bulunan
salça kıvamında bir sıvının içinde yer alırlar. Üç bölmeli meyve 4-6 tohum
taşır. Bitkiler en erken 2. Yılda meyve meydana getirirler. Meyve oluşturma 7.
Yıldan sonra hızla azalır ve ortadan kalkar.
3. Tohum ve çimlenme
özellikleri Kuşkonmaz tohumları siyah renkli, böbrek şeklinde basık, 3-4 mm
genişlik, 3-4 mm uzunluk ve 2 mm kadar kalınlığa sahip iriliktedir. Yassı
tohumlar yanında yuvarlak bir saçma şeklinde ve iriliktedir. Yassı tohumlar
yanında yuvarlak bir saçma şeklinde ve iriliğinde tohumlara da rastlanır. 1gr?da
40-55 adet tohum bulunur. Tohum kabuğu çok kalındır. Çimlenme süresi optimum
şartlarda 15, kötü şartlarda ise 30 gün kadardır. 20-30 °C arası sıcaklıkla
çimlenme için uygun sıcaklıklardır. Sebze tohumları içinde en geç çimlenen
tohumlar arasında yer alır. Tohumlar çimlenme güçlerini 3-6 yıl muhafaza
ederler. Kuşkonmaz tohumlar karanlıkta daha iyi çimlenirler. Işık çimlenme
yüzdesine olumsuz etki eder. Çimlenme döneminde topraktaki nemin iyi korunması
gerekir. Kuşkonmaz tohumlarının yüzeysel ekimi, tohumun geç çimlenmesi nedeniyle
tohumun kuruda kalmamasına ve çimlenme yüzdesinin düşmesine neden
olur.
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim
isteği
Kuşkonmaz iklim istekleri bakımından seçici bir sebze
değildir. Afrika?dan Kuzey Avrupa ülkelerine kadar geniş bir coğrafyada
başarıyla üretilmektedir. Başarılı bir kuşkonmaz üretimi için hasat döneminin
mümkün olduğu kadar az yağışlı veya yağışsız geçmesi gerekir. Zira hasat
sırasında yaralanan kısımlar yağışlı havalarda çürüyerek çok sayıda bitki
tacının yok olmasına yol açabilmektedir. Bitki tacının toprağın derinliklerinde
olması, bitkinin düşük ve yüksek sıcaklıklara dayanmasına ve bitkinin geniş bir
coğrafyada yaşamasına imkan verir.
4.2. Toprak
isteği
Kuşkonmaz yetiştiriciliğinde en önemli rolü oynayan
faktörlerden birisi topraktır. Kuşkonmaz, yer fıstığından başka hemen hiçbir
kültür bitkisinin yetişemediği kadar hafif karakterli topraklarda başarıyla
yetiştirilir. Bu nitelikteki topraklarda uygulanacak iyi bir gübreleme programı
ile yüksek verime ve kaliteli kuşkonmaz üretimine ulaşmak mümkündür. Buna
karşılık ağır topraklarda üretim yapmak daima zor ve risklidir. Ağır topraklarda
taç çürümesi ve bitki ölümleri önemli ölçüde artar. Kuşkonmazlarda en önemli
maliyet unsurlarını toprak işleme, ocakların temizlenmesi ve ürünün hasadı
oluşturduğundan ağır topraklarda maliyet katlanarak artar. Ayrıca sürgünlerin
şekli bozulur. Kuşkonmaz yetiştiriciliği başka amaçla değerlendirilemeyen kumsal
alanların tarıma alınmasını da sağlar. Bu nedenle kuşkonmaz üretiminde toprak
özellikleri gözardı edilmeyecek derecede belirleyici rol oynar. 5.0-8.0 pH
değerleri arası uygun değerlerdir.
5. Yetiştirilme Şekli
5.1.
Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Daha öncede belirtildiği gibi
kuşkonmaz tohumundan elde edilen ve pençe olarak adlandırılan fideleri ile
üretilir. Zorunlu hallerde pençenin taç kısmını üzerinde 1-2 adet sürgün ucu
bulunacak ve saçak kök taşıyacak şekilde birkaç parçaya bölmek suretiyle bitkiyi
vegetatif olarak üretmekte mümkündür. Ancak bu yöntem pratikte
kullanılmaz.
Kuşkonmaz yetiştirilecek her dekar alan için 50 m²?lik soğuk
yastık hazırlanır. Bu yastığa 10x10 cm aralıklarla kare şeklinde ekim yapılır.
Ekimin toprağın 2-3 cm derinliğine yapılması gerekir. Yüzeysel yapılan ekimlerde
toprak yüzeyi kolayca kuruyacağından çimlenme aksaklıkları görülür. Esasen çok
kalın kabuklu olan kuşkonmaz tohumu 3-4 hafta gibi uzunca bir sürede
çimlendiğinden toprak neminin bu kadar uzun süre muhafaza edilmesi itina
gerektirir. Tohum üzerini örten harcın organik maddelerce zengin olması
sağlanarak, nem tutma kapasitesi ve süresi uzatılır. Bu şekilde ekilen tohumlar
3-4 hafta içinde çimlenerek gelişmeye başlarlar. Düzenli sulama ve bakım
uygulanarak bitkilerin düzenli gelişmeleri sağlanır. Birinci yılda bitkiler
15-20 cm boy aldıklarında bitkilerin yapraklarına gelmeyecek şekilde sıra
aralarına nitrat formunda azot uygulanarak gelişmenin daha iyi olması sağlanır.
Aynı yıl içinde kuşkonmaz bitkileri ortalama 30 cm kadar boy alırlar. Kuşkonmaz
fideleri sonbaharda hayat devrelerini kapatarak toprak üstünde gövde ve
yapraklarını kuruturlar. Kışı bu şekilde geçirirler. İlkbaharda dikim yapılacağı
zaman pençeler köklerine zarar vermeden dikkatli bir şekilde sökülürler. Toprak
üstünde kurumuş bulunan gövde kesilerek uzaklaştırılır. Taç kısmında en az 5-6
sürgün ucu bulunan pençeler dikim için ideal büyüklüktedir. Pençeler söküldükten
sonra hemen dikilmezlerse kuru kum veya torf içinde katlanmalıdır. Rutubetli
ortamlarda katlanan fidelerin kökleri yaralanan kısımlarından kolayca çürürler.
Pençelerin söküm ve dikime hazırlanması sırasında yaralanmamaları büyükp önem
taşır.
Toprak doğal ve yapay gübrelerle gübrelemesi yapılarak 50 cm
derinliğinde sürülür ve daha sonra 35-40 cm derinlikte ikinci defa sürülerek
dikim gününe kadar bekletilir. Özel pullukları ile 120-140 cm sıra arası mesafe
verilerek, mümkünse kuzey-güney istikametinde, 35-40 cm derinliğinde daha sonra
dikimin yapılacağı karıklar açılır. Bu özel pulluklar taban genişliği 30-40 cm,
derinliği 35 cm olan kenarları sıkıştırılmış bir kanal açarlar. Şekil 8 a?da bu
karıkların dikim yapılmadan önceki görünümü şematik olarak verilmiştir. Bu
şeklide açılan karıklara dikimden önce, verilecek sıra üzeri mesafelere gelecek
şekilde (her pençenin dikileceği yer) önce ½ oranında yanmış ahır gübresi, ½
oranında toprak karışımından oluşan 4-5 cm kalınlığında (bir dolu kürek) harç
konur ve kuşkonmaz pençeleri özenli bir şekilde bu harç içine dikilir.
Pençelerin üzeri yine bu harç ile 3-5 cm kalınlıkta örtülür. Daha sonra
bitkilerin toprakla temasını tamamlamak için su verilir. Havalar yağışlı, toprak
tavı iyi ise sulamaya da gerek kalmaz. Dikimde taçların bir üzerinde olacak
şekilde (ip çekilerek) dikilmesine dikkat edilir.
Dikim yapılırken ipin
bağlanmış olduğu sıra başındaki kazıkların yıllarca dayanacak bir malzemeden
yapılmasına özen gösterilir. Zira hasat yılından itibaren bitki sıraları
üzerinde oluşturulacak kümbetlerin tam sıranın üzerinde olması gerekir. Aksi
taktirde istenilen uzunlukta ve kalitede sürgün hasat etmek mümkün olmaz Dikimle
birlikte sıra başlarına çakılan kazıklar kuşkonmazlık bozuluncaya kadar (6-7
yıl) aynı yerde kalacak ve bu kazıklar esas alınarak kümbet
oluşturulacaktır.
Dikim yılında sulama, bakım, hastalık ve zararlılarla
mücadele işleri dışında herhangi bir işlem yapılmaz.
Dikim yılının
sonunda bitkiler 2-3 gövdeli olarak gelişirler. 80-100 cm kadar boy alırlar ve
dikim karıkların kenarlarından bir miktar toprak karık içine dökülür. Sonbaharda
bitkilerin toprak üstündeki gövdesi kurur. Sonbaharda bu kuruyan kısım toprağın
2-3 cm üzerinden pençeye zarar vermeyecek şekilde makasla kesilir. Makastan
başka bir şeyle kesim pençelerin taçlarının zararlanmasına yol
açabilir.
Şekil 8 b?de görüldüğü gibi ikinci yılın ilkbaharında taçların
üstündeki toprak miktarı yanlardan karık içine toprak çekerek arttırılır. Bitki
gelişmesi için gerekli olan azotlu gübreler birkaç defada olmak üzere
sulamalardan önce, potasyum nitrat şeklinde, fosforlu gübrenin tamamı ise
birinci yılın kış döneminde bitki tacının üstüne gelmeyecek şekilde toprağa
verilir ve düzenli sulamalarla bitkinin gelişmesi sağlanır. Bitkiler 100-150 cm
boy alan birkaç gövdeli bir gelişme gösterirler. Sonbaharda toprak üstü
kısımları sarararak kurur. Sonbaharda bu dallar makasla kesilerek alınır. Toprak
üstünde kalan bu anızlar bitkinin yerini bilmek açısından gereklidir. Çünkü
bitkinin nerede olduğunun bilinmesi yetiştiricilik açısından önemlidir.
Böylelikle toprak işleme ve gübreleme işlemleri hata yapılmadan
gerçekleştirilir. Toprak işleme esnasında bitki taçlarının yaralanması
(özellikle toprak neminin yüksek olduğu dönemde) tacın çürümesine ve bitkinin
ölmesine neden olur.
Dikim yılında ve gelişme yılında (2. Yıl) herhangi
biri şekilde ürün alınmaz. İkinci yılda meydana gelen sürgünler pazarlanabilir
nitelikte olabilir ancak uzunca bir süre kuşkonmazlığın sağlıklı ve yüksek
verimli olarak kalabilmesi için hiçbir zaman 2. Yılda hasad
yapılmamalıdır.
Kuşkonmazlıklarda hasat 3. Yılda başlar. Bunun için 3.
Yılın ilkbaharından itibaren farklı biri işlem uygulanır.
Ege bölgesi
için 3. Yılın Mart ayı sonunda, toprak üstünden sonbaharda kesilmiş bulunan
gövde kalıntıları dikkate alınarak mevcut toprak bitki üzerinden uzaklaştırılır
ve bu kalıntılar tacın 2 cm üzerinden makasla taç zorlanmadan kesilip alınır.
Havalar güneşli ise 2-3 gün bu şekilde açık bırakılarak tacın ve bitki
çevresinin sıcaklığı arttırılarak bitki uyarılır. Daha sonra dikim esnasında
karık başlarına dikilen kazıklar arasında ip çekilerek en üst kısmı bu ipe
değecek şekilde ve taçlardan yaklaşık 30-35 cm yükseklikte kümbet oluşturulur.
Böylece sıralar arasındaki toprak büyük ölçüde kuşkonmaz bitkilerinin üzerinde
toplanmıştır. Bu işlem şekil 8 c?de görülmektedir. Kümbetlerin yapımından sonra,
erkencilik sağlamak amacıyla kümbetlerin üzerine hemen toprak üzerinden malçlama
olarak naylon örtülür. İlk hasatla birlikte bu örtüler kaldırılır ve hasada
devam edilir.
Yeşil kuşkonmaz üretiminde pençelerin dikimi daha yüzeysel
(6-10 cm) ve sık olarak (25-40 cm sıra üzeri aralıkla) yapılır ve bitkiler
üzerinde herhangi bir şekilde kümbet oluşturulmaz. İlkbaharda aynen beyaz
kuşkonmaz üretiminde olduğu gibi ayıklama yapılarak tarlanın düz olacağı şekilde
taçların üzeri 6-8 cm?lik toprakla örtülür ve sürgünlerin gelişmeleri beklenir.
Sürgünler toprak üstüne çıkıp 25-30 cm boy aldıklarında bıçak kullanılmadan
kırılabildiği yerden kırılarak alınırlar. Bu sürgünlerde gelişme gösterecek
sürgün veya göz bırakılmaz böylece sürgünün daha sonra gelişmesinin önüne
geçilerek bitki yeni sürgünler yapmaya teşvik edilir. Hasat yine beyaz kuşkonmaz
üretiminde olduğu gibi 8 hafta sürdürülür ve bitkiler o metottaki uygulamalarla
yaz dönemini kapatırlar.
5.2. Tarımsal Savaşım
Kuşkonmaz
üretimini sınırlayıcı oranda fazla hastalık ve zararlı yoktur. Kuşkonmazlarda
zarar yapan kuşkonmaz pası hastalığı kuşkonmazın toprak üzerindeki yeşil
kısmında zarar yapar. Hastalık yapraklarda kurşuni lekelerle başlar daha sonra
gövde yaprakların erken kurumasına neden olur. Genç plantasyonlarda sık görülür.
Yağışlı sıcak havalarda sporlar kolayca yayılarak büyük zararlar yapar. En iyi
savaşım bitki artıklarını hastalık sporlarını geliştirmeden kesip almak ve
yakmaktır. Dithane ve Manep etkili ilaç uygulamaları yayılmayı
önler.
Önemli zararlısı ise kuşkonmaz sineğidir. Nisan ayı içinde
görülür. Sineğin dişisi taze sürgünlerde hemen kabuk altına tek tek yumurta
bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar sürgünde galeriler açar sürgün tekyönde büyür
ve eğilir. Zarar gören sürgün daha sonra kurur. Yılda 2-3 generasyon verir.
İnsektisitlerle savaşım yapılır. Bulaşık sürgünler kesilip
yakılır.
Kuşkonmazlarda taç da zarar yapan hastalıklardan korunmak için,
hasat bittikten sonra toprak kümbetleri dağıtılmalı, taca yakın kısımlardaki
toprağın güneşlenmesi sağlanmalıdır.
6. Olgunluk hasat ve depolama Ege
bölgesinde ilkbahardaki iklim şartlarına bağlı olarak ilk hasat Nisan ayı
başlarında olur. Kuşkonmaz bitkileri kümbetlerin oluşturulmasından sonra çok
yoğun bir şekilde sürgün meydana getirmeye başlarlar. İlk dönemlerde birkaç
bitki ile başlayan sürgün meydana getirmeye başlarlar. İlk dönemlerde birkaç
bitki ile başlayan sürgün hasadı daha sonra düzenli olarak artar. Kuşkonmazlarda
hergün, sabah gün ağardıktan sonra düzenli sürgünler toprağı kabarttığı zaman
hasat edilmelidir. Hasat sürgününün toprak yüzüne çıkmasına meydan vermeden
gerçekleştirilmelidir. Toprak yüzüne çıkan sürgünlerin uç kısımlarında derhal
antosyan oluşur ve sürgün uçları mor renk kazanır. Ancak mor renk oluşturmayan
çeşitlerde vardır. Beyaz kuşkonmaz üretiminde bu renk oluşumu istenmez. Renk
oluşumu ürünün fiyatını düşürür. Bu nedenle kuşkonmazlarda hasadın çok dikkatli
birisi tarafından hergün aynı saatte, sabah erkenden yapılması gerekir. Hasat
özel kuşkonmaz bıçağı ile yapılır. Fark edilen sürgününü üstündeki toprak biraz
açılır. Ağız kısmı 2.5 cm genişliğinde olan uzun saplı özel bıçakla, uç kısmı
toprağı kabartan sürgünün bağlı bulunduğu tacın 2-3 cm üzerindeki dip kısmına
dokunulur. Bu sırada sol elle sürgünün ucundan tutulduğunda bıçağın o sürgüne
dokunduğu hissedilerek bir defada, bıçak yanlara kaydırılmadan ileri doğru
itilir. Böylece kesilen sürgün çekilerek alınır. (Şekil 9)
Hasat edilen
sürgünler içi çuvalla kaplanmış ve nemlendirilmiş sepete konarak üzerleri nemli
bir bezle örtülür. Böylece sürgünlerin diri olarak saklanması sağlanır. Büyük
alanlarda yapılacak üretimde hasadı yapacak kişi sayısının iyi ayarlanması
gerekir. Zira başlangıçta sınırlı sayıda olan sürgün oluşumu sıcaklarla birlikte
çok hızlı bir şekilde artar. Yeterli hasat elemanı yoksa, hasat her açıdan
önemlidir. Hasadı yapan kişinin deneyimli ve dikkatli olması plantasyonun
geleceği açısından büyük önem taşır. Hasat sırasında tacın yaralanması yumuşak
çürüklükle bitkinin kaybına neden olabilir. Dikkatli olmayan kişi taç üzerinde
gelişmekte olan ve daha sonraki günlerde hasat edilecek olan sürgünleri yapacak
olan küçük sürgünleri yaralar veya keser. Böylece önemli verim kayıplarına neden
olur.
Hasat yönünden kuşkonmazlarda cinsiyet önem taşır. Erkek bitkiler
dişi bitkilere göre daha erken sürgün meydana getirirler, daha çok sayıda düzgün
şekilde sürgün yaparlar ve de meydana gelen sürgünler daha ince olur. Buna
karşılık dişi bitkiler daha geç hasada gelirler. Daha kalın sürgünler
oluştururlar ve sürgünlerde şekil bozuklukları görülür. Bu nedenle sadece erkek
bitkilerden oluşan plantasyonlar kurulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalar içinde
kuşkonmazların vegatatif yollarla çoğaltılması üzerindeki araştırmalar doku
kültürlerinin uygulamaya konulması ile yoğunluk kazanmıştır. Doku kültürü
yoluyla üretim açısından üzerinde çalışılması oldukça zor olan bu sebzede kallus
kültürü yoluyla sürgün ve kök meydana getiren bitkiler elde edilmiş ancak
aseptik ortamdan doğal ortama uyumda büyük zorluklarla
karşılaşılmıştır.
Hasat edilen kuşkonmazlar kalınlıkları dikkate alınarak
2-3 gruba ayrılırlar ve demetleme tahtası içinde uçları aynı hizada olacak
şekilde dizilirler, rayfa ile yerinden bağlanırlar. Daha sonra demetlerin dip
kısımları 22 cm?den düzgünce kesilir ve pazara arz edilir.
Kuşkonmaz ½ ve
1 kg?lıl demetler halinde pazarlanırlar. Demetler pazarlanıncaya kadar %70?in
üzerinde nem taşıyan soğuk depolarda 6-8 gün süre ile saklanabilirler. Hasat
edilen kuşkonmazlarda sınıflama kalınlıklara göre yapılır.
1.sınıf 16-26
mm kalınlıkta olanlar 2.sınıf 12-16 mm kalınlıkta olanlar 3.sınıf 12 mm
kalınlıkta olanlar 4.sınıf 8 mm kalınlıkta olanlar olarak gruplandırılarak
pazara arz edilir. Hasat dönemi tamamlandıktan sonra bitkiler olduğu gibi
gelişmeye bırakılmalı, yaz boyunca düzenli aralıklarla gübrelenerek
sulanmalıdır. Bu şekilde gelecek yılın sürgünlerinin oluşmasını sağlayacak
besinlerin kuşkonmaz köklerinde depolanması sağlanır. Bundan sonraki yıllarda
aynı işlemler düzenli olarak sürdürülmelidir.
7. Verim Kuşkonmazlarda
hasat 8 hafta kadar devam eder. Bu dönemde düzenli sulamalarla birlikte
gübrelemeler yapılır. Yabancı otların gelişmesine meydan verilmez. Fiziksel ve
kimyasal mücadele yapılır. Bir yetiştirme sezonunda 8 haftalık hasatta dekardan
ortalama 350-400 kg pazarlanabilir ürün alınır. Hasat süresinin uzatılması
gelecek yılın ürününü önemli derecede olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle hasat
süresi, kuşkonmazlığın son yılına kadar en çok 8 hafta olacak şekilde
düzenlenmelidir. Plantasyonun son yıllarında ise bu süre 6 haftaya kadar
kısaltılmalıdır.
8. Tohum üretimi Yaz boyunca gelişmeye bırakılan
bitkiler birkaç gövdeli olarak büyürler, 1.5-2 m boy alarak çiçeklenirler. Dişi
bitkiler, başlangıçta yeşil daha sonra açık yeşil, olgunlaştıklarında da kırmızı
renk alarak yumuşayan üzümsü meyveleri meydana getirirler. Her meyve içinde
salça kıvamında bir öz bulunur, tohumlar bu öz içinde yer alırlar.
Tohum
üretimi için, meyveler kırmızı renk alıp olgunlaştıklarında bitkilerden ayrılır
ve bir kap içindeki suda ovularak tohumların dibe çökmeleri sağlanır. Bu
tohumlar yıkanarak güneşte kurutulurlar. Birim alanlardan elde edilecek tohum
miktarı dişi bitki sayısına ve tohum alınan plantasyonun yaşına bağlı olarak
değişir. |
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder